Eğitimde Birincil ve İkincil Metinlerin Önemi Nedir?
Eğitimde Birincil ve İkincil Metinlerin Önemi Nedir? Birincil metin özgün metin olma özelliği taşımaktadır. Örneğin Namık Kemal’in şiirleri birincil metindir ancak onu biri inceleyip bir çalışma oluşturursa bu ikincil metin olur. İkisi arasındaki farklardan biri de dil farkıdır. Baktığımızda birincil metinde dil herkesin bilebileceği genel geçerli bir dildir. Ancak ikincil metinlerin diliyle oluşturulan bir çalışmada farklı terimler kullanılır. Örneğin biz papatya diyerek konuyu geçeriz ancak ikincil bir çalışmada bu kelime papatyagiller familyasından gelen bir tür olarak ifade edilir. O yüzden ikisi arasındaki farklılığı bu şekilde açıklayabiliriz.
Eğitimde Birincil ve İkincil Metinlerin Önemi Nedir? Poetika kavramına geldiğimizde ise edebiyatın genel olarak ele alınarak sağlam kurallara dayandırılması şeklinde ele alabiliriz. Bildiğimiz üzere Aristoteles’in şiirle ilgili olarak Poetika adlı eserinde şiir ve bunu yaratan duygulardan yola çıkarak sanatın temeline odaklandığını, şiirin bütüncül anlamdaki özelliğini vurgular. Sanatın amacını, göstermek istediğini görürüz.
Poetika kavramından sonra ele alacağımız bir başka kelime Filolojidir. Edebiyat ile ilişkisine bağlı olarak filolojinin yaptığı işlere değinirsek eski metinlerin belirlenip, incelenmesi, kültürel ilişkilerin açıklanması, çeşitli metinlerle karşılaştırılıp eleştirilmesi şeklinde ele alındığını görürüz. Aynı zamanda üslup özellikleri ele alınarak, yazıldığı dilin saptanması, eskiyen kelimelerin değişen anlamlarına kadar birçok özellik filolojide gözler önüne serilir.
Filoloji ve Poetika İlişkisi
Filoloji kavramının daha genel yapısını oluşturan edebiyat bilime geldiğimizde ise her şeyi içine alan edebiyatı, filolojiyi birçok terimi içerisine alan bir yapısının varlığını görürüz. Edebiyatın içinde var olan eleştiri ise herhangi bir düşüncenin, olayın, bir eserin ele alınarak eleştirilmesi eski zamanlardan günümüze kadar varlığını sürdüren bir kavram olarak görürüz. İnsanlar yaşadığı çevre, edindikleri bilgilere yönelik karşı tarafta doğru bulmadıkları düşünceleri eleştirerek kendilerini göstermişlerdir.
İnsanda belli bir metin, olay veya bir düşünce üzerinde yorum oluşabilmesi için o konu ile ilgili yaşadığımız çevre, edindiğimiz bilgileri temel alarak o konu üzerinde çeşitli değerlendirmeler yapabilme özgürlüğümüz vardır. Örneğin küçüklükten beri dinlediğimiz veya okuduğumuz öyküler, romanlar bize aşağı yukarı kitaplar hakkında yorum yapabilme yetkisi verir. Gördüğümüz edebi metinleri karşılaştırabiliriz ya da dili konusunda akıcılığını veya ağırlığını değerlendirebiliriz. Her insanın düşünceleri aynı olmamakla birlikte edebi metinlerde aynı değildir. Her yazar aynı şeyleri yaşamadığı gibi aynı şekilde ifade edemez. O yüzden kişiye, topluma göre değiştiğini söyleyebiliriz.